MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Alanya iş ve Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, davacının kıdem tazminatı ile ödenmeyen ücret, yıllık ücretli izin, fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Alanya İş Mahkemesince, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 25/02/2013 tarih 2010/46777 E. - 2013/6662 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra ... İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün müzekkere cevabında adı geçen firma ve yat adına deniz turizmi araçları turizm işletme belgesinin bulunmadığı belirtilmiştir. Tonaj itibari ile Deniz İş Kanununun 1. maddesi kapsamında kalmadığı da anlaşılan ancak deniz taşıma işi yaptığı anlaşılan gemide çalışan davacının açtığı dava ile ilgili olarak Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Alanya 2. Asliye Hukuk mahkemesince İstanbul Liman Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında; davacının çalıştığı yatın ... ... Danışmanlık Hizmetleri... Ltd. Şti.'ye ait olduğu, ... ...-3 adı ile İstanbul Milli Gemi sicilinin 6371 sayısına kayıtlı olduğu, 47,31 grostonluk olduğu, davacı vekilinin beyanında ise, davalı iş veren şirketin yatının şirket yetkilileri ile onların misafirlerini ağırlamak üzere kullanıldığını belirtmiş, Alanya Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabında ise, yatın maliki olan şirketin faaliyet alanının tapu takip ve danışmanlık işleri olduğu bildirilmiştir. 854 sayılı Deniz İş Kanununun 1. maddesi gereğince denizlerde ve göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk gemilerce çalışanlar bu kanun kapsamında olup, davacının çalışmış olduğu yat 47,31 grostonluk olduğundan Deniz İş Kanunu kapsamında değildir. 4857 sayılı İş Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası gereğince de; ''deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar'' bu kanunun kapsamı dışındadır. Dosyamızda davacının çalışmış olduğu yatın 4490 sayılı TUGSK 2B maddesinde tanımlanan ''ticari yatlardan olduğu, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, büyük yolcu gemisi niteliğinde olmayan, turizm şirketi envanterinde kayıtlı'' deniz aracı olduğu ve deniz taşıma işi yapmadığı, maliki olan şirketin münferit gezi ve misafir ağırlamalarında kullanıldığı, malik şirketin deniz taşıma işi yapmadığı açıktır. Bu durumda davacının çalışmış olduğu yat, Deniz İş Kanunu kapsamında olmadığı gibi, 4857 sayılı İş Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası gereğince de deniz taşıma işi yapmadığından, davacının çalışması 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında bulunduğundan, dava konusu olaya Borçlar Kanununun hizmet sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanamayacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
6100 sayılı HMK'nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.”
6100 sayılı HMK'nın 23/2. maddesinde, “Yargıtayca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve ve yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükümlerine yer verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrasının a bendi uyarınca, “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar hakkında 854 sayılı Deniz İş Kanunu uygulanmaktadır.
854 sayılı Deniz İş Kanununun 1. maddesine göre “Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostanilatoluk gemilerde bir hizmet akti ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır” denilerek, Deniz İş Kanununun kapsamı belirlenmiştir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında bırakılmıştır. Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk bayraklı olsa bile yüz grostonilatoluk değil ise, bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanmayacaktır. Keza taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler yine 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına girmeyecek, haklarında Borçlar Kanunu genel hükümleri uygulanacaktır.
Deniz İş Kanununun 46. maddesi uyarınca, “Bu kanun kapsamına giren gemi adamlarıyla bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet aktinden doğan davalar hakkında, 5521 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Hizmet aktinde ayrıca bir hüküm yoksa dava, geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür”.
4857 sayılı İş Kanununun 4. maddesinde deniz ve taşıma işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.
Buna göre;
1. Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işlerinde,
2. Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerinde,
3. Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işlerde,
Çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında oldukları açıkça belirtilmiştir.
Deniz taşıma işinin Deniz İş Kanunu kapsamına alındığı sabittir. Deniz taşıma işlerinin açıkça İş Kanununun kapsamı dışında bırakılması nedeni ile römorkaj, kurtarma-yardım, dalgıçlık gibi işlerde nitelikleri itibarıyla deniz taşıma işi niteliğinde olmadığından, bu işler ve bu işlerde çalışanlara 4857 sayılı İş Kanununun uygulanması yerinde olacaktır. Keza turistik maksatla faaliyet gösteren yatta çalışma deniz taşıma işi olmadığından, çalışan hakkında 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Yat tanımına 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanununun 2.b maddesinde yer verilmiştir. Hükme göre yat, “Yat tipinde inşa edilmiş, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, taşıyacakları yatçı sayısı otuzaltıyı geçmeyen, yük ve yolcu gemisi niteliğinde olmayan, turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve tonilato belgelerinde "Ticari Yat" olarak belirtilen deniz araçlarını” ifade eder. Deniz taşıma işi yapmayan ve dolayısı ile çalışanın Deniz İş Kanununa tabi olmadığı turistik amaçlı yat, bu kanunda ifade edilendir.
Dosya kapsamında davacı 47,31 grostonluk davalıya ait yatta kaptan olarak çalışmaktadır. Davacının çalışmış olduğu yat 47,31 grostonluk olduğundan Deniz İş Kanunu kapsamında değildir. 4857 sayılı İş Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası gereğince de; ''deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar'' bu kanunun kapsamı dışındadır. Dosyamızda davacının çalışmış olduğu yatın 4490 sayılı TUGSK 2B maddesinde tanımlanan ''ticari yatlardan olduğu, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, büyük yolcu gemisi niteliğinde olmayan, turizm şirketi
envanterinde kayıtlı'' deniz aracı olduğu ve deniz taşıma işi yapmadığı, maliki olan şirketin münferit gezi ve misafir ağırlamalarında kullanıldığı anlaşılmakla davacının çalışmış olduğu yat, Deniz İş Kanunu kapsamında olmadığı gibi, 4857 sayılı İş Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrası gereğince de deniz taşıma işi yapmadığından, davacının çalışması 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında bulmaktadır. O halde uyuşmazlığın Alanya İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Alanya İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.